İTÜ eğitim dilini İngilizce’ye çevirmiş de haberimiz olmamış. Bir grup öğretim görevlisi de üniversite senatosunun aldığı bu kararı protesto ediyormuş.

Ee tabii İTÜ’nün neyi eksik Boğaziçi’nden, ODTÜ’den, Bilkent’den ve yeni yeni piyasaya çıkan vakıf (özel) üniversitelerinden! Nereden okuyorsun ya da nereden mezunsun diye sorulduğu zaman İTÜlülerin ne kadar canı sıkılıyordu! “Ama hazırlık var, hazırlık okudum” diye ek bir açıklama getiriyorlardı.

Tamam bu işin psikolojisini anladık da! Ya ne olacak Türkçe eğitime? En iyisi herkes yavaş yavaş İngilizce eğitime geçsin! Hatta böyle üniversitelerin tek tek karar almasına gerek yok! YÖK bir ara toplandığında karar alıverir: “Bundan sonra bütün üniversiteler İngilizce eğitim yapacaktır. Bilim dilinin İngilizce olduğu anlaşılmıştır. Akıntıya kürek çekmeye gerek yok! Türkçe ile bilim yapmaya ne öğretim görevlilerinin ne de öğrencilerin yeterliliği vardır. İngilizcesi yetersiz olan öğretim görevlilerine hızlandırılmış kurslar açılacaktır. KPSD’den yeterli puan alamayan öğretim görevlileri yaşlarına ve tecrübelerine bakmaksızın emekli edilecektir. Arkadan aslanlar gibi gençler gelmektedir, gençlerin önünü açmak lâzım vesselâm! Bundan sonra üniversitelerde İngilizce zorunlu Türkçe diğer yabancı dillerle birlikte seçmeli olacaktır!”

Evet nerede kalmıştık? “What is your name evladım?” Okey, okey… Ben now remember!

Ah memleketim, güzel memleketim! Güzel Türkiyem!

8 Nisan’da Gösteri Yapacaklar [Eğitim Gazetesi]
How could you say no? [flickr – kennymatic]